SPOLIN ATÖLYESİ 7-12 Kasım arasında !

Doğaçlamanın büyükannesi Viola Spolin’in yarattığı metodun Türkiye’deki adresi SPOLIN-IST ile SPOLIN ATÖLYESİ’ne katılmak için iletişim: 0533 309 2992 (Caglar hn)

“Viola Spolin’in kitabı kutsal kitap gibidir.” Rob Reiner, Yönetmen (The Bucket List, A Few Good Men, When Harry Met Sally)

Spolin Kitaplığı

SPOLIN ATÖLYESİ 7 – 8 – 9 – 10 – 11 – 12 Kasım tarihlerinde, haftaici 19.00 – 22.00, haftasonu 13.00 – 17.00 saatleri arasında, Oya Bale Okulu‘nun Ulus şubesinde gerçekleşecek. Toplamda 20 saat sürecek olan çalışmanın kontejanı 10 kişi ile sınırlı.

Spolin tekniğinin temel konularını kapsayacak olan SPOLIN ATÖLYESI’nin ardından katılımcılar ileri seviyelerdeki çalışmalarla eğitime devam edebilecekler.

Geçtiğimiz yıl Chicago’daki Northwestern Üniversitesi’nin hakkında “Viola Spolin; Improvisation and Intuition” (Viola Spolin; Doğaçlama ve Sezgi) isimli bir sergi açtığı yönetmen, eğitmen ve yazar Viola Spolin, oğlu Paul Sills ile beraber, içlerinde SPOLIN-IST’in kurucusu Ege Maltepe’nin hocası Oscarlı yönetmen Mike Nichols’ın da bulunduğu, ilk jenerasyon doğaçlamacıları yetiştirmiştir. 1950’lerden bugüne Amerikan tiyatro ve sinemasına yön veren bu jenerasyonla yayılan Spolin tekniği, eğitim psikolojisinden, iletişime, doğaçlama komediden oyun yazarlığına kadar geniş bir alana etki etmiştir.

Oyunculuk Dergisi
Oyunculuk Dergisi

Paul Sills’in New York’taki okulundan mezun olan oyuncu Ege Maltepe yönetimindeki SPOLIN-IST 2009‘dan bu yana Spolin doğaçlamasını Türkiye’ye taşımak amacıyla çalışmalarda bulunuyor. Spolin kitaplarının editörü yönetmen Carol Sills’in de asistanlığını yapan Maltepe, Amerika’daki doğaçlama geleneğinin ilk Türk temsilcisi. Maltepe New York’ta oyuncu, yönetmen ve oyun yazarı olarak çalışmalarını sürdürüyor.

Ayrıntılı bilgi ve kayıt için SPOLIN-IST’ten Çağlar Aral’a ulaşılabilir:
caglar@spolinist.com
0533 309 2992
www.spolinist.com

Onaylanma/Onaylanmama Kaygısı

”Oynamaya başlamanın ilk adımı bunu yapacak kişisel özgürlüğü hissetmektir. Oynamaya (deneyimlemeye) başlamadan bunu yapmak için kendimizi özgür hissetmeliyiz. Çevremizdeki dünyanın bir parçası olmak, ve bu dünyayı ona dokunarak, onu görerek, hissederek, tadarak ve koklayarak gerçek kılmak gereklidir. Aradığımız şey çevre ile direkt ilişki kurabilmektir. Çevre araştırılmalı, soruşturulmalı, kabul ya da reddedilmelidir. Bu deneyimlemeye bizi götüren kişisel özgürlük bize kişisel farkındalığının ve kendini ifadenin kapısını açar. Kendi kimliğimize ve kendimizi ifade etmeye duyduğumuz açlık hepimiz için temel olmakla beraber tiyatro deneyimi için de bir gereksinimdir.

Çok azımız kendimizle böyle direkt bir iletişim kurabiliriz. Çevreyle basitçe ilişki kurmaya çalışırken aramıza kabul edilmiş otoriteden iyi yorumlar alma ihtiyacı girer. Ya onaylanmama korkusu duyarız ya da dışardan gelen yorumu sorgulamadan kabul ederiz. Onaylanma/Onaylanmama kaygısının emek ve sosyal pozisyonun ve hatta çoğu zaman sevginin de yerini alarak ana düzenleyici olduğu bir kültürde kişisel özgürlüklerimiz yok olur.

Kendimizi başkalarının kapris ve isteklerine bırakarak üretken olamadan her gün sevilme isteği ve reddedilme korkusu ile salınır dururuz. Doğduğumuz günden itibaren “iyi” veya “kötü” olarak sınıflandırılmış bir şekilde (iyi bir bebek çok ağlamaz gibi) onaylanma/onaylanmama kaygısının ince ince tehditiyle o kadar haşır neşir oluruz ki yaratıcılığımız paralize olur. Başkalarının gözleriyle görüp, başkalarının burnuyla koku almaya başlarız.

Başkalarının bize nerede olduğumuzu, kim olduğumuzu ve neler olduğunu söylemesini bekleme durumu bizi kişisel deneyimden alıkoyar. Bir problemle organik olarak ilişki kurma kabiliyetimizi kaybeder, tüm potansiyelimizi kullanmak yerine kopuk bir biçimde bir bütün halinde değil, kendimizin parçaları ile hareket ederiz. Kendimizdeki cevherin (töz) farkına varamayız ve başkalarının gözleri ile yaşamı sürdürmeye çalışırken kişisel kimliğimiz silinir, bedenlerimiz biçimsizleşir, doğal zarafetimiz kaybolur ve öğrenme süreci sekteye uğrar. Hem birey hem de sanat formu çarpıklaşır, yoksunlaşır ve derinlemesine anlayış ve basireti kaybetmiş oluruz.

Birçoğumuz kendimizi bu ataktan kurtarmak için güçlü kaleler inşa ederiz ve kendi içimize çekiliriz ya da ileri gidebilmek için her defasında savaşırız. Bazılarımız Onaylanma/Onaylanmama durumu ile savaşmak adına egosantrik bir ruh hali ve teşhircilik geliştirir bazılarımız ise bu savaştan yılar ve uyum sağlar. Bazılarımız ise peri masalındaki Elsa gibi”’ sonsuza dek pencereleri tıklatıp ‘Kimim ben?’ diye sorar dururuz. Tüm bu durumlarda çevre ile ilişki zarar görmüştür. Kendini keşfetme ve benzeri keşifsel girişimler körelmiştir.  ‘iyi’ olmaya çalışmak ya da ‘kötü’ olmamaya çalışmak ya da ‘iyi’ olmak imkansız olduğundan hep ‘kötü’ olmaya çalışmak otorite figürlerinden onay alma kaygısı ile yaşayanlar için bir hayat biçimine dönüşür. Ve araştırma, sorunları direkt yollarla çözmeye çalışma önem sırasında ikincil olur.”

Viola Spolin’in ‘Improvisation For The Theater’ isimli kitabından Ege Maltepe tarafından çevrilmiştir.

İlişkinin Dönüşümü Oyunu / Transformation of Relationship

Viola Spolin doğaçlamayı tek bir kelime ile tanımladığında ‘doğaçlama dönüşümdür’ demişti. İleri seviyedeki bu Spolin oyununda grup aralarındaki bir aktiviteyi, hareketi, sahneyi sürekli dönüştürerek olasılıkları sonsuz bir oyun oynar.

Ege Maltepe‘nin beraber eğitim gördüğü grupla oynadığı bu gösteri 2009 baharında New York’taki The New Actors Workshop’ta gerçekleşti.

Sizi Direkt Deneyimden Alıkoyan 5 Etken*

Theater Games for the Lone Actor
Tek Başına Oyuncu için Egzersizler

1) Onaylanma/Onaylanmama Sendromu

Eğer şimdiye kadar tüm becerilerinizi kullanıp olabildiğince orijinal yollarla başkalarını memnun ederek, onların sizin ne söylemenizi ve nasıl davranmanızı istediklerini hesaplayarak hayatta kalmayı becerdiyseniz onaylanma/onaylanmama sendromunuz tam anlamıyla aktif durumdadır. Başkaları tarafından edindirildiğiniz onaylanma/onaylanmama, şüphesiz artık “sizin” olmuştur ve hareketlerinizi yönetip, eleştirerek basiretinizi tamamen bağlayıp robot-vari davranışlar sergilemenize yol açıyordur. Hayatta direkt deneyimden uzaklaştırılmakla kalmayıp, direkt deneyimin ne olduğunu bile bilmiyorsunuz demektir.

İzin verildiği takdirde onaylanma/onaylanmama sendromu tüm davranışlarınızı gözlemleyecektir.

2) Kendine Acıma

Onaylanma/onaylanmama sendromunun önemli bir işbirlikçisi çocukluğumuzdan bu yana kendini ”Bundan taviz veremem” ”Zamanlama yanlış” ”Bu kadarı da fazla ama!” ”Asla yapabileceğim bir şey degil” ”Onun benden daha güçlü çevresi var” ”Ailevi yükümlülüklerim el vermiyor” ”Parasal olarak karşılayamam” gibi riyakar ifadelerle kendini gizleyen kendime acımadır.

3) Başarı/Başarısızlık

Başarı/Başarısızlık, Onaylanma/Onaylanmama’nın bir ürünü olup gün be gün, saat be saat bize saldırıp, bizi boğar. Başarılı olmak için koşturmak ya da başarısızlıga boyun eğmek ya da onu kabul etmek hali bizim ana gücümüz olan değerli hayat enerjimizi kurutur.

4) Tavırlar

Görünüş (Statü) ile kafayı bozmuş olan bir kültürde yaşıyoruz. Tavırlarımız ‘makinemizi tıkayarak’ günlük hayatımızda önemli bir rol oynarken bir problemi direkt olarak çözmemize de engel oluyor.

5) Korku

Sizi bir olay ya da probleme direkt yaklaşımdan alıkoyan bir diğer etken geçmişe sıkışmış, gömülmüş ve orada gizlenmiş olan korkulardır. Korku şu an’ın aksiyonunu engeller, stres, endişe yaratırken, kendine acıma, kafa karışıklığı ve kendinden şüpheye yol açar.

 

*Viola Spolin’in ‘Theater Games for the Lone Actor’ kitabından alınmış olan bu yazı Ege Maltepe tarafından çevrilmiştir. Spolin doğaçlama tekniği bir tiyatro tekniği olmasının yanı sıra Viola Spolin’in önerdiği felsefe ile beraber eğitim felsefesini, davranış bilimlerini ve kişisel gelişim yöntemlerini etkilemiştir.

SPOLIN ATÖLYESİ başlıyor!

Doğaçlamanın büyükannesi Viola Spolin’in yarattığı metodun Türkiye’deki adresi SPOLIN-IST ile SPOLIN ATÖLYESİ 17 Mayıs’ta başlıyor!

“Viola Spolin’in kitabı kutsal kitap gibidir.”
Rob Reiner, Yönetmen  (The Bucket List, A Few Good Men, When Harry Met Sally)

Doğaçlama ve Sezgi
Doğaçlama ve Sezgi

Şu sıralar Chicago’daki Northwestern Üniversitesi’nin hakkında “Viola Spolin; Improvisation and Intuition” (Viola Spolin; Doğaçlama ve Sezgi) isimli bir sergi açtığı yönetmen, eğitmen ve yazar Viola Spolin, oğlu Paul Sills ile beraber, içlerinde SPOLIN-IST’in kurucusu Ege Maltepe’nin hocası Oscarlı yönetmen Mike Nichols’ın da bulunduğu, ilk jenerasyon doğaçlamacıları yetiştirmiştir. 1950’lerden bugüne Amerikan tiyatro ve sinemasına yön veren bu jenerasyonla yayılan Spolin tekniği, eğitim psikolojisinden, iletişime, doğaçlama komediden oyun yazarlığına kadar geniş bir alana etki etmiştir.

Paul Sills’in New York’taki okulundan mezun olan oyuncu Ege Maltepe yönetimindeki SPOLIN-IST 2009‘dan bu yana Spolin doğaçlamasını Türkiye’ye taşımak amacıyla çalışmalarda bulunuyor. Spolin kitaplarının editörü yönetmen Carol Sills’in de asistanlığını yapan Maltepe, Amerika’daki doğaçlama geleneğinin ilk Türk temsilcisi.

17 Mayıs’ta başlayacak olan SPOLIN ATÖLYESİ yaratıcılığını geliştirmek isteyen herkese açık. New York’ta yaşayan

Ege Maltepe
Ege Maltepe

oyuncu, ve eğitmen Ege Maltepe, bu sezon New York’taki ilk livestream performans festivali WiredArts Fest’te kendi yazıp oynadığı son oyunu TITS ve bu oyun için yarattığı Bade Gediklioğlu isimli Türk karakter ile dikkat çekti. Maltepe daha önce de Variations After Joe ve Tea For 3 isimli oyunlarını Off-Off Broadway sahnelerinde sergilemişti.

Spolin tekniğinin temel konularını kapsayacak olan SPOLIN ATOLYESI’nin ardından katılımcılar ileri seviyelerdeki çalışmalarla eğitime devam edebilecekler. 17-18-19-24-25-26 Mayıs tarihlerine yayılarak toplamda 20 saat sürecek olan bu yoğun çalışmanın kontejanı 10 kişi ile sınırlı.

Oyuna siz de katılın!
Oyuna siz de katılın!

Ayrıntılı bilgi ve kayıt için SPOLIN-IST’ten Çağlar Aral’a ulaşılabilir:

caglar@spolinist.com
0533 309 2992
www.spolinist.com

Interviewing Carol Sills – Part 1

Ege Maltepe interviewed Viola Spolin’s daugher-in-law, and the editor of the Spolin books Carol Sills. Maltepe was the director’s stage manager while directing Story Theater Production “The Tao of Chuang Chou” in New York City, 2010.

2010’da Öykü Tiyatrosu Prodüksiyonu olan ‘The Tao of Chuang Chou’ isimli oyunu yönettiği sırada Carol Sills’in asistanlığını üstlenen Ege Maltepe’nin yönetmenle röportajı. Viola Spolin’in gelini, efsanevi yönetmen Paul Sills’in eşi olan Carol Sills aynı zamanda Spolin kitaplarının editörü.